Teknolojinin İş Dünyasını Ne Kadar Değiştirdiğine İnanamayacaksınız!

Profesyonel iş hayatını o kadar değiştirdi ki, inanamayacaksınız. Gerçekten de ofis hayatı 20 yıl öncesi ile hiç aynı değil ve bazen neler olup bittiğine bakmak için bir durup geçmişe bir göz atmak gerekiyor.

Teknolojinin İş Dünyasını Ne Kadar Değiştirdiğine İnanamayacaksınız!

1980 yılında geleneksel ofisleri daktilonun yerini alarak modernleştiren PC teknolojisi, elbette masada durduğu gibi durmadı. Profesyonel iş hayatını o kadar değiştirdi ki, inanamayacaksınız. Gerçekten de, ofis hayatı 20 yıl öncesi ile hiç aynı değil ve bazen neler olup bittiğini anlamak için bir durup geçmişe bir göz atmak gerekiyor.

Günlük yaşantımızın çoğunu hayatımızı kazanmak adına iş yerlerimizde geçiriyoruz. Eğer bir şirkette çalışıyorsak teknolojinin içinden geçiyoruz. Etrafımızdaki teknoloji hayatımızı yıllardır fazlasıyla değiştirdiği için bu durumu o kadar kanıksıyoruz ki, “Yahu, 10 sene önce biz bu işi nasıl yapıyorduk?” kendimizi sorguladığımız zamanlar oluyor. Aynı durum iş hayatı için de geçerli.

Teknoloji iş hayatında neleri değiştirdi?

Teknolojik gelişmelerle beraber iş gücünün geleneksel profili, iş yapış şeklimiz, teknolojinin kullanıldığı alanların çeşitlenmesi, kurum kültürü gibi pek çok profesyonel kıstas değişti. Teknoloji hem esneklik, hem de yaratıcılık getirirken yanında bazı dezavantajları da getirdi. Gelin teknolojinin 40 yıllık profesyonel macerasına kısa bir göz atalım.

İş bulma ve eleman arama kurumları

1970’li yıllardan 90’lara kadar gazetelerin eleman arama sayfalarından iş arıyor ya da eleman buluyorduk, 1990 yılından itibaren kariyer kurumları yavaş yavaş baş göstermeye başladılar. CV kabul ederek bize uygun iş bulmaya çalışıyorlardı.1994 yılından itibaren Amerika’da çevrimiçi yayın yapmaya başlamış olan Los Angeles Times, Boston Globe, Chicago Tribune, New York Times gibi gazeteler iş ilanları yayınlamaya başlayarak, çevrimiçi iş ve işçi bulma web sitelerinin temelini attılar. Bu girişimin hemen ardından dünyanın ilk iş ve işçi bulma web sitesi olan monster.com 1994’te hizmete girdi. Bundan 22 yıl sonra bugün, cep telefonumuzla birçok kanaldan iş ve eleman arayabiliyor hatta iş görüşmelerimizi mobil olarak görüntülü gerçekleştirebiliyoruz.

2013 yılında LinkedIn 10’uncu yılını kutladığında 225 milyon üyesi vardı. Aynı yıl video iş görüşmeleri o kadar yayıldı ki, artık kariyer sahibi olmak için artık aynı coğrafyada hatta aynı şehirde olmak bile gerekmiyor.





Teknolojik cihazların iş yerlerine etkileri

Yukarıda da anlattığım gibi PC’ler 1980 yılında ilk olarak ofislere girdiğinde sadece daktiloların yerini almakla kalmadılar, IT kariyerinin başlamasına da öncülük ettiler. 36 yıllık süreç içinde geldiği noktaya bakacak olursanız, şu anda bir kurumun hayat damarı haline geldiler.

  • 2004 yılında ilk ofis yazılımı CSO (Chief Sustainability Officer), bugün kullandığımız ofis yazılımlarının atası olarak iş yerlerine girdi. 2005 yılında ise forum platformları sosyal medya pazarlamanın ilk mecraları oldular.
  • 1980 den 2000’yıllarına uzanan 20 yıllık zaman dilimi içinde bilgisayar teknolojisi pazarlama, araştırma geliştirme, insan kaynakları ve IT departmanlarında hzıla kullanılmaya başlandı. Bu durum yepyeni iş alanlarının doğmasına yol açtı. Bugün ise geleneksel kariyer hiyerarşisinde teknolojik yeterlilik son derece önem kazanmış durumda.




Teknolojinin iş hayatına demografik etkileri

Aynı işleri yapan kadın ve erkeğin kazançlarının eşit olması gerekliliği ilk olarak 1970 yılında, İngiltere’de bir yasa tasarısı olarak onaylandı.

  • 1972 yılında bu yasanın getirdiği eşitlik Katherine Graham isim li bir kadının CEO olabilmesini, sağlamıştı. Katharine Meyer Graham Washington Post’un yönetici kadrosuna yükselebilen ilk kadın olmanın yanı sıra CEO ünvanını alabilen tek kadın olarak tarihe geçti. 
  • 1996 yılında dünya üzerinde çalışan kadın oranı yüzde 52, erkek oranı ise yüzde 80 olarak ölçümlenmiş. 2012 yılında erkeklerin oranı yüzde 75’lere kadar düşüyor. 
  • 2013 yılında ise dünya üzerindeki büyük şirketlerin yönetim kademelerinin yüzde 20’sinde kadınlar görev alıyor.

Bu demografik bulguların teknolojiyle ilintisi ise kadınların da IT sektöründe varlık göstermesiyle doğru orantılı aslında. Teknolojik yeterliklerini artıran ve bu dalda eğitim gören kadın iş gücü,  kariyerlerini bu yönde geliştirmeye 2000 yılından beri devam ediyorlar.

Teknoloji geleneksel ofise düzenine karşı

Açık ofis kavramı 1960 yılında Eberhard ve Wolfgang Schnelle adında iki mimar tarafından iş hayatına kazandırıldı. 1968 yılında ise kübik dediğimiz, çalışma alanlarını mini duvarlarla birbirinden ayıran ofis düzeni hayata geçirildi. Ancak bu çok fazla kullanılmadı, çünkü bu bir odada olmaktan farksız bir çalışma ortamı yaratıyordu. Bugün, açık ofislerde bir arada çalışıyor olmanın hem çalışanları motive ettiği hem de verimli olduğu artık büyük teknoloji şirketleri tarafından da onaylanmış durumda. Facebook, Google gibi dev kurumlar bu sistemi kullanıyorlar. Bu şirketler ortak çalışma psikolojisinin çalışanları daha yaratıcı kıldığını savunuyorlar.

Ancak teknolojinin ofislere girmesiyle çalışma saatlerinin arttığı gerçeğini yadsıyamayız. Hatta sadece ofis saatleri içinde değil boş zamanlarımızda, tatillerimizde de iş düşünüp, çalışır olduk. Cep telefonlarımız, dizüstü bilgisayarlarımız veya tabletlerimiz hep açık ve biz en acayip saatlerde bile çalışıyoruz. Teknoloji ofislere girdikten sonra fastfood tüketen çalışanların sayısı yüzde 20, eşlerinden boşananların sayısı da yüzde 2 artmış durumda.

Teknoloji ve kurumsal iletişim

  • 1966 yılında Xerox şirketi ilk faks cihazı olan Telecopier ürününü pazarlamaya başladı. 
  • 1983 yılında ise Time dergisi o zamana kadar “Yılın Adamı” olarak bilinen yıllık makalesini “Yılın Makinesi” olarak değiştirerek kapağına bir bilgisayarı taşıdı. 
  • 2003 yılında tamamen kurumsal amaçlarla geliştirilen Skype hizmete girdi. 
  • 2013 yılından itibaren toplantılara giyilebilir mobil cihazlarla katılımda patlama yaşandı. 2014 yılında ise kurumlar spam e-postaların iş potansiyellerinin yüzde 60’nı heba ettiğinden yakınıyorlardı.

  • 1971 yılında floppy diskin icadından sonra ofislerde geleneksel klasörleme alışkanlığı yüzde 20 kadar azaldı.
  • 1981 yılında çıkan ilk dizüstü bilgisayar, hemen çıkar çıkmaz genel kurul toplantılarında görülmeye başladı.
  • Kurumsal bir cihaz olarak kabul görmüş olan Blacberry 2012’de yerini Apple ve Android cihazlara terk etmek zorunda kaldı.
  • 2013 itibarıyla kurumsal şirketlerin yüzde 93’ü bulut depola teknolojisini kullanmaya başladılar.
  • 2020 yılına kadar 24 milyara yaklaşan ofis teknik altyapısının tamamen IoT, yani Nesnelerin İnterneti teknolojisine geçeceği ön görülüyor.

İşi bilmek ama işe gitmemek

Teknoloji artık profesyonellerin ofislere mahkum kalma zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırdı. Freelance denen uzaktan ya da evden çalışma sistemleri hızla kabul görüyor ve hem işvereninin hem de çalışana avantajlar sağlayabiliyor.  Bugün dünyada Freelance çalışan profesyonellerin sayısı küresel iş gücünün neredeyse yüzde 20’sine ulaşmış durumda. Kayıtlı 2.5 milyon şirket Freelance işçi çalıştırıyor. Her ne kadar 2013 yılında Yahoo gibi küresel bir şirket evden çalışmayı yasaklamış olsa da, demek ki herkes böyle düşünmüyor.

Teknoloji ile beraber kontratlı ve zamanlı iş yapan profesyoneller artıyor. Hatta büyük şirketler belli zamanlarda Freelance işçi çalıştırmayı tercih ediyorlar.

Türkiye ve Dünya'da Çalışmak İçin Can Attığımız Teknoloji Şirketleri

Şimdi Kaç Para Kazanıyorsunuz? Peki, Apple’da Hangi İşi Yaparak Kaç para Kazanabilirdiniz?

Apple İş Görüşmesindesiniz, Soruları Soruyoruz Bakalım İşe Girebilecek misiniz?

YORUMLAR